Eğer şu an seçme şansın olsaydı kaç yaşına kadar yaşamak isterdin?  Bir çok insan bu soruya olabildiğince uzun yaşamak istiyorum diye cevap verecektir. Ancak uzun yaşamın karşısındaki en büyük problem yaşlanma.  Uzun yaşamak beraberinde yaşlanma sorununu getirmektedir. Bundan dolayı uzun bir yaşamdan ziyade kaliteli bir yaşam ummalıyız.

Bilim insanları yaşam süresini arttırmaktan çok sağlıklı yaşam süresini uzatmaya çalışıyor.  Bunu yapabilmek için neredeyse bedensel tüm sorunların kaynağı olan, yaşlanmanın kendisine odaklanmamız gerekiyor. Yaşlanmaya karşı  bilim son zamanlarda bir çok gelişme kaydetti ve yakın zamanda bu gelişmeler insanlar üzerinde uygulanacak.

Şimdi 3 örnekle yaşlanmayı inceleyelim:

 

1.Yaşlanan Hücreler

Her hücrenin bir son kullanma tarihi vardır. Hücreler kopyalama sırasında kromozolarının ucundan ufak bir kısmını kaybeder. Bu yüzden koruma amaçlı olarak; telomer denen uzantılara sahibiz. Ancak bazı hücreler,belli sayıda bölünme sonrası telomerlerinin tamamını kaybeder ancak hücre ölmez işlevsiz bir hale gelir. Bu hücreler yaşlanmış hücrelerdir. Bu hücreler yaşlandıkça vücutta birikir. Dokulara zarar verirler ve yaşlılık ile birlikte gelen  böbrek yetmezliği gibi bir çok hastalıkla ilişkilidirler.


yaşlanan hücreler ile ilgili görsel sonucu


2.NAD+

Hücreler yüz milyonlarca parçadan oluşuyor. Bütün parçaların düzenli olarak yok edilmesi,silinmesi ve yeniden yapılandırılması gerekiyor.Yaşlandıkça bu süreç sekteye uğrar ya da daha yavaş hareket eder. Bu parçalardan bir taneside NAD+’tır. Kendimize iyi bakmamızı söyleyen yardımcı bir enzimdir. 50 yaşında 20 yaşında sahip olduğumuzun yarısını bulundururuz Eksikliğinde bir çok kalp damar rahatsızlığına ve nöral hastalıklara sebebiyet verebilir. NAD+’lar hap olarak alınamayacak kadar büyüktürler. Bu yüzden araştırmacılar NAD+’a dönüştürülebilen ve hücrelere girebilen daha esnek bir madde üzerinde çalışıyor.

 

3.Kök Hücreler

Kök hücreler vücudun değişik yerlerinde konumlanmış kendilerini kopyalayan ve genç hücre akışını sağlayan kılavuzlardır. Ancak biz yaşlandıkça miktarları azalır bundan dolayı yaşlanma artar. Bilim insanları farelerde yaptıkları bir deneyde yeni doğan farelerden alınan kök hücreleri yaşlı farelerin hipotalamusuna enjekte ettiler.Yeni kök hücreler yaşlı kök hücreleri micro RNA’lar ile düzenleyerek canlandırdı. Dört ay sonra,tedavi gören fareler görmeyenlere göre daha iyi beyin ve kas fonksiyonuna sahipken diğerlerine göre %10 daha fazla yaşadılar.


kök hücre ile ilgili görsel sonucu


 

Sonuç olarak, yaşlılığı önlemek tek noktada çözülebilecek bir olay değil. Bu yüzden daha sıkı çalışmalara ve deneylere ihtiyaç var. Bu çalışmalar çok fazla maddi destek gerektiriyor ve bu destek bulunabilirse acı çekmeden bir yaşlılık dönemi geçirmek mümkün olabilir.

 

 


Yazar: Yunus EKEN


 

 

 

 

Kaynakça:


https://kurzgesagt.org/

https://delrichtresearch.com/

 

Facebook Yorumları

Bu makaleyi 2 dakikada okuyabilirsiniz.
Bu gönderiyi beğendiniz mi ?
  • Fascinated
  • Happy
  • Sad
  • Angry
  • Bored
  • Afraid

By Yönetici

Moleküler Biyoloji ve Genetik

Related Post

Bir Cevap Yazın