Bağırsaklarınız size ne kadar normal görünürse görünsün aslında orada başka bir hayat var. Bağırsak floranızı oluşturan mikro organizmalar size yardım etmekle kalmaz, sizinle fiziksel olarak iletişime geçer nasıl mı ?
Yeni yapılan araştırmalara göre herkesin bilidiği şu ”iyi” bakterilerin ürettiği kimyasalın temas ettiği hücrelerin kromozomlarında alışılmışın dışında bir etki oluşturduğu görüldü.
Bu sonuçlar bizim, yeme alışkanlıkları ile Dünyanın en ölümcül kanserinin gelişimi arasındaki bağı anlamamıza yardımcı olacak.
İngiltere’de bulunan Babraham Enstitüsü’nden bilim adamları, insan kolonunun epitel dokularında DNA’da epigenetik bir kontrol görevi gören ve genleri açıp kapayan bu kimyasalın olağandışı seviyesini inceliyor..
Dahası, araştırmacılar mevcut seviyelerin, vücudun bir başka bölümünde yükseldiğini bulmuşlardı: beynimizde.
Crotonylation, metilasyon olarak adlandırılan daha tanıdık genetik manipülasyon biçiminden farklı olarak, yakın zamanda keşfedilen bir genetik düzenleme sürecidir.
Her iki süreç de, gerçek kodun kendisini değiştirmeden kimyasal etkiyi düzelterek genlerin nasıl ifade edildiğini değiştirir.
Metilasyon, bir nükleotit bazına (genellikle sitozin (C) bir metil grubu (CH3) eklenmesini gerektirir, ancak bazen adenosin (A) – krotonilasyon, DNA zincirlerini düzgün bir şekilde kontrol eden histonlar olarak adlandırılan proteinlere bir asetil grubu yerleştirir.
Bağırsak dokusunda krotonlanmış histonların bulunması, vücudun bu asetil grupları çıkarmasını engelleyen bir şey olduğunu düşündürür. Araştırmacılar, bunun olabileceğini bildiklerinden şüpheleniyorlar.
Kısa zincirli yağ asitleri (SCFA) olarak adlandırılan küçük organik moleküller, sebzedeki meyvelerin mikro organizmalarca fermentasyonu sonucu üretilir.
Önceki araştırmalar, hücrenin metabolizması ile krotonilasyon arasında bağlantı olduğunu ve SCFA’ların sorumlu olduğuna işaret ettiğini öne sürdü.
Araştırmacılar, kolondan doku, beyin, karaciğer, dalak ve böbrekleri analiz ettiler ve beyinde ve kolonda yüksek seviyede histon krotonilasyonu buldular.
Peki bu olay neden beyinde meydana geliyordu ?
Yine de bu yeni çalışma, değişikliğin nihai olarak sorumlularının bakteriler olduğunu gösteriyor.
Babraham Enstitüsü’nden baş yazar Rachel Fellows; “Kısa zincirli yağ asitleri bağırsaktaki hücreler için önemli bir enerji kaynağı, ancak genomun krotonilasyonunu etkilediğini de gösterdik” diyor.
Spesifik olarak, sağlıklı bir insan kolonunda bulunan bakteri türleriyle üretilen SCFA’lar, histon deasetilaz 2 (HDAC2) adı verilen bir enzimin belirteçleri çıkarmamasını önleyerek krotonilasyonu teşvik eder.
Araştırmacılar, bakterilerin gerçekten sorumlu olduğunu doğrulamak için, bağırsaklarındaki bakteri mikroflorasının çoğunu yok etmek için farelere bir antibiyotik kokteyli verdiler. SCFA’lar düştüğü gibi, histonların bağırsak astarında krotonilasyonu da gerçekleşti.
Bakterilerin faydaları tam olarak ne olursa olsun, çalışma tarafından ele alınmadı.
Ancak araştırmanın, diyet lifi ve bağırsak kanseri arasındaki etkinin araştırılmasına ve genlerimizin diyetimizden nasıl etkilendiğine dair sonuçları olabilir.
Her yıl kolorektal kanserden bir çok kişi ölüyor, araştırmacılar hastalığı önlemek ve tedavi etmek için yol bulmak yüksek öncelik taşıyor.
Araştırmanın baş bilim adamı Patrick Varga-Weisz “Bağırsağımız, bitki lifleri gibi gıdaların sindiriminde yardımcı olan sayısız bakterinin evidir” diyor.
Bu araştırma Nature Communications’da yayınlandı.
Kaynaklar ve İleri Okuma:
”http://www.sciencealert.com/microflora-promotes-epigenetic-crotonylation-histones-gut-epithelial-cells”
Bu makaleyi 3 dakikada okuyabilirsiniz.
Moleküler Biyoloji ve Genetik