Bir hastalık bir toplulukta, bölgede veya mevsimde beklenenden daha fazla sayıda ortaya çıktığında, salgın olarak kabul edilir. Salgınlar, sebep olduğu sağlık sorunlarının yanı sıra panik yaratır, sosyal ve ekonomik yapıyı bozar ve etkilenen topluluklarda gelişmeyi engelleyebilir. Ne zaman nerede olacağı kestirilemiyor olsa da her türlü senaryoya hazırlıklı olmak gerekir. Ancak tarih boyunca yaşanan salgınların sonuçları gösteriyor ki ders alınmayıp, yeterli hazırlık yapılamamıştır. 

En erken kaydedilen pandemi, Peloponezya Savaşı sırasında oldu. Hastalık Libya, Etiyopya ve Mısır’dan geçtikten sonra Spartalılar kuşatırken Atina duvarlarını geçti. Nüfusun üçte ikisi kadarı öldü. Semptomlar ateş, susuzluk, kanlı boğaz ve dil, kırmızı deri ve lezyonları içeriyordu. 

Antonine Vebası  

Galen (doktor) Vebası olarak da bilinen Antonine Vebası; Küçük Asya, Mısır, Yunanistan ve İtalya’yı etkileyen eski bir salgındır. Salgının klinik özellikleri hakkındaki bilgiler yetersiz ve ayrıktır, ana kaynak vebaya tanık olan Galen’dir. Galen tarafından tedavi edilen bazı klinik vakaların raporları bizi Antonine veba’nın çiçek hastalığından kaynaklandığını düşünmemize rağmen, paleopatolojik doğrulama bulunmamaktadır. 

Justinian Vebası 

Çin ve kuzeydoğu Hindistan’dan gelen veba (Yersinia pestis), kara ve deniz ticaret yollarıyla Afrika’nın Büyük Göller bölgesine taşındı. Veba yazarı Wendy Orent’e göre, hastalık iki yöne yayıldı: kuzeyde İskenderiye’ye ve doğusu Filistin’e. Veba’nın bulaşma aracı, siyah sıçan (Rattus rattus) idi. Mezarlarda bulunan kemiklerin DNA analizine dayanarak, Justinian döneminde Bizans İmparatorluğu’na saldıran veba türü bubonikti (Yersinia pestis), ancak diğer iki veba türü olan pnömonik ve septisemik de mevcut. Hastalardaki belirtiler; kabus, ateş ve şişlikler olarak tanımlanmıştır. Tedavisinde Galen’in izinden gidilmiş ancak zamanın tedavileri işe yaramayınca insanlar kendini evlerinde karantinaya almıştır.

Japon Çiçek Hastalığı 

Çiçek hastalığının kökeni bilinmemektedir. Çiçek hastalığının, üç mumyada bulunan çiçek hastalığı benzeri bir döküntüye dayanarak, MÖ 3. yüzyılda (Ortak Dönemden Önce) Mısır İmparatorluğu’na kadar uzandığı düşünülmektedir. Çiçek hastalığına açıkça benzeyen bir hastalığın en erken yazılı açıklaması, MS 4. yüzyılda Çin’de ortaya çıkmıştır. 735-737 arasındaki Japon çiçek hastalığı salgınının Japonya nüfusunun üçte birini öldürdüğüne inanılıyor. Tokyo’ da başlayan salgın çevre ülkelere de yayılmış ve 2 yılda 1 milyon can kaybına neden olmuştur. 

Kara Ölüm/ Veba 

1347- 1351 yılları arasında Avrupa’da büyük yıkıma yol açan veba salgınıdır. Asya’nın güney batısında (Çin kaynaklı olduğu da düşünülmektedir) başlayarak 1340’lı yılların sonlarında Avrupa’ya ulaşmıştır. Tarihi kayıtlara göre bu salgında kasıklarda şişmeler (bubo lar) meydana gelmekteydi . 19. yüzyılda Asya’ da görülen veba hastalığında aynı belirti gözlemlendiği için 20. yy. başlarındaki araştırmacılar Kara Ölüm’ün Yersinia pestis adlı bakterinin yol açtığı, sıçan (Rattus rattus ) yardımıyla ve pireler tarafından taşınan aynı hastalık olduğu düşünülmektedir. Ancak, bubolar başka hastalıkların da belirtisi olabildiği için Kara Ölüm’ün bir veba salgını olduğu kesinlik kazanmamıştır. 

Kolera Salgını 

Kolera, Vibrio cholerae isimli bakterinin neden olduğu bağırsak enfeksiyonuna bağlı olan, akut ve şiddetli ishal ile seyreden bir hastalıktır. Milyonlarca insanı öldüren 7 büyük kolera salgınının ilki, Hindistan’ın Jessore şehrinde başladı ve bölgenin büyük bir kısmından sonra da komşu bölgelere yayılarak Asya, Avrupa, Kuzey Amerika ve Afrika’da bir milyondan fazla insanın hayatına mal olmuştur. John Snow tarafından kontamine suyun bulaşma aracı olduğu bulunmuştur. 

İspanyol Gribi (H1N1) 

1918’de İspanyol gribi olarak bilinen bir grip türü küresel bir salgına yol açtı, hızla yayıldı. Genç, yaşlı, hasta ve sağlıklı insanlar enfekte oldu ve hastaların en az% 10’u öldü. Dünya nüfusunun üçte birini enfekte ettiği ve en az 50 milyon insanı öldürdüğü ve modern tarihin en ölümcül salgını yaptığı düşünülmektedir. “İspanyol gribi” lakabını kazanmasına rağmen, virüsün İspanya’da ortaya çıkması pek olası değildir. 

Rus Gribi

İlk olarak Sibirya ve Kazakistan’da başladı, Moskova’ya gitti ve Finlandiya’ya ve ardından Avrupa’nın geri kalanına taşındığı Polonya’ya girdi. Ertesi yıl, okyanusu Kuzey Amerika ve Afrika’ya geçmişti. 1890 sonunda 360.000 kişi öldü. 

AIDS/HIV

İlk olarak 1981’de tanımlanan AIDS, kişinin bağışıklık sistemini tahrip eder böylece kişi hastalıklar karşısında yeterince savaşamayarak ölür. HIV virüsü ile enfekte olanlar, ateş, baş ağrısı ve genişlemiş lenf düğümleriyle karşılaşırlar. Semptomlar azaldığında, taşıyıcılar kan ve genital sıvı yoluyla oldukça bulaşıcı hale gelir ve hastalık T hücrelerini yok eder. AIDS ilk olarak Amerikan eşcinsel topluluklarında gözlendi, ancak 1920’lerde Batı Afrika’dan gelen bir şempanze virüsünden geliştiğine inanılıyor. Hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için tedaviler geliştirilmiştir, ancak dünya çapında 35 milyon insan AIDS’ten öldü ve henüz bir tedavi bulunamamıştır. 

Asya Gribi

Hong Kong’da başlayan ve Çin’in her yerine ve daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne yayılan Asya gribi, altı ayda 14.000 kişinin öldüğü İngiltere’de yaygınlaştı. 1958 başlarında ikinci bir dalga izledi, bu da küresel olarak yaklaşık 1,1 milyon ölüme neden oldu ve sadece Birleşik Devletler’de 116,000 ölüm oldu. Etkili bir şekilde salgını içeren bir aşı geliştirildi. 

SARS

İlk olarak 2003′ ün ilk aylarında tespit edilen Şiddetli Akut Solunum Sendromu’nun muhtemelen yarasalar ile başladığına, kedilere ve daha sonra Çin’deki insanlara yayıldığına inanılmaktadır. 26 ülkede 8.096 kişi enfekte olmuş ve 7796 can kaybına neden olmuştur. SARS, solunum problemleri, kuru öksürük, ateş ve baş ve vücut ağrıları ile karakterizedir. Öksürük ve hapşırmalardan kaynaklanan solunum damlacıkları ile yayılır. Karantina çabalarının etkili olduğu kanıtlanmış ve Temmuz ayına kadar virüs yok olup o zamandan beri tekrar ortaya çıkmamıştır. SARS, küresel sağlık uzmanları tarafından salgın tepkilerini iyileştirmek için bir çağrı olarak görüldü ve pandemiden alınan dersler H1N1, Ebola ve Zika gibi hastalıkları kontrol altında tutmak için kullanıldı. 

Covid-19

COVID-19, daha önce insanlarda bulunmayan yeni bir koronavirüs suşudur. Semptomlar solunum problemlerini, ateş ve öksürüğü içerir ve zatürre ve ölüme yol açabilir. SARS gibi solunum damlacıklarıyla yayılır. Çin’de bildirilen ilk vaka 17 Kasım 2019’da ortaya çıktı, ancak tanınmadı. Virüs Çin sınırlarının ötesine yayıldı ve Mart ayı ortalarında dünya çapında 163’den fazla ülkeye yayıldı. 11 Şubat’ta enfeksiyon resmen COVID-19 olarak tanımlandı. 4 Nisan 2020 itibariyle vaka sayısı 1 milyon 170 bini aştı can kaybı ise 70 bine yaklaşmakta. İyi haber ise dünya genelinde yaklaşık 250 bin kişinin iyileşmiş olması ve hızla devam eden tedavi çalışmalarıdır.

İleri okuma için;

https://www.history.com/topics/middle-ages/pandemics-timeline

https://www.history.com/topics/middle-ages/pandemics-timeline

https://www.livescience.com/spanish-flu.html

https://academic.oup.com/histres

Facebook Yorumları

Bu makaleyi 5 dakikada okuyabilirsiniz.
Bu gönderiyi beğendiniz mi ?
  • Fascinated
  • Happy
  • Sad
  • Angry
  • Bored
  • Afraid

Related Post

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *