2003 yılında Şili çölünde bulunan, bu bulgu bir kız çocuğunun mumyalanmış iskeleti. C: Dr Emery Smith
Bulunduğu andan itibaren uzaylı olarak anılan bu mumya 500 yıllık bir geçmişe sahip, araştırma kapsamında bu mumyaya genetik test yapıldı.
Bir koleksiyoncu tarafından boş bir kasabada, deri bir kesede bulunan bu mumya, beyaz bir kumaşla kaplı ve tam olarak 15 cm boyunda.
İskelet yapısı bozulmamış ve dokusu korunmuş halde bulunan mumyada değişik anomaliler saptandı. Yapı olarak normalden farklı bir şekilde 12 değil 10 çift kaburgası vardı. Ayrıca sivri bir kafa yapısına sahipti.
Ata ismi verilen bu iskelet farklıları itibari ile Dünya çapında bir üne kavuştu. Hakkında bir çok söylenti öne sürüldü.
Bir araştırma ekibince, bu ilginç bulgu için çok farklı bir açıklama geldi. Ata bir uzaylı değildi.
Ata’dan elde edilen DNA verisi, onun sadece bir insan olmadığını, ayrıca bu küçük kızın DNA’sında kemik gelişimi ile ilişkili genlerde mutasyon olduğunu saptadı.
Bu mutasyonlar daha önce hiç belgelenmedi ve bu bir ilk,
Santiago de Compostela Üniversitesi’nde bir genetikçi olan Antonio Salas Ellacuriaga, “Bu araştırma, genomların antropolojik ve arkeolojik bir ikilemi nasıl çözeceğine dair çok güzel bir örnek.” diyor.
DNA verisi, Ata’da bu iskelet bozukluğuna neden olan yedi genin mutasyona uğradığını, bu nedenle bu gelişim bozukluğunu geçirdiğini teyit etti. C: Dr Emery Smith
Stanford Üniversitesi’ndeki bir immünolog olan Garry P. Nolan tarafından 2012 yılında başlayan çalışma Genome Research dergisinde yayınlandı.
Dr. Nolan bir UFO belgeselinde kullanılan Ata’dan DNA örneği alabilmek için ulaştı. Sonuç olarak X-ray görüntülerine ve iskeletin kaburgası ile kolundan kemik örneği alınmasına izin alındı.
Eş yazar işlemsel biyolog Atul Butte, “Bunun bir insan olduğunu hemen anladık.” diyor.
Ata’da farklı olan öngörüldüğü üzere şekilsel bozukluğu değil kemiklerinin en az altı yaşındaki bir çocuğunki kadar gelişmiş olması idi.
Stanford Üniversitesi’ndeki kalıtsal kemik hastalıkları uzmanı Ralph S. Lachman, yaptığı röntgen incelemesinde semptomların bilinen herhangi bir hastalık ile uyuşmadığı sonucuna ulaştı. Araştırmacılar Ata’nın daha önce hiç tanımlanmayan genetik bir bozukluğa sebep olan mutasyon geçirmiş olabileceğini düşünüyor.
Araştırmacı, Sanchita Bhattacharya, bu DNA mutasyonlarını araştırdı. Genom boyunca 2.7 milyon varyant tespit etti. Bu listeyi, bulundukları geni potansiyel olarak kapatabilecek 54 nadir mutasyona kadar uzattı.
Bhattacharya, “Bu genetik planın ne kadar çok şey anlatabildiğine hayran kaldım.” diyor.
Mevcut genlerin birçoğunun iskelet yapımında yer aldığı ortaya çıktı. Genlerden bazıları önceden omurga eğriliği, cücelik ve farklı kaburga sayısı gibi farklı anomalilerle bağdaştırılmıştır.
Ata’da görülen mutasyonlardan bazıları bilim için yeniydi. Bu mutasyonlardan bazılarının, iskeletinin normal boyuta ulaşmadan bile hızlı bir şekilde olgunlaşmasına neden olması olası gözüküyor.
Bhattacharya, böyle bir bozukluğun çocuğun ölü doğmuş olmasına neden olacağını tahmin ediyor.
Bu mutasyonların şimdilik sadece teorik adaylar olduğunu vurguluyor.
Genetikçi Daniel G. MacArthur, “Bu bireyin sıradışı görünümünü açıklayabilecek tek ve kesin bir yanıt yok.
Ancak Ata’ya olanları anlamak, bugün görülen iskelet bozukluklarını anlamaya ışık tutabilir.
Kaynaklar:
”https://www.nytimes.com/2018/03/22/science/ata-mummy-alien-chile.html”
Bu makaleyi 3 dakikada okuyabilirsiniz.
Moleküler Biyoloji ve Genetik